Sanallaştırma nedir sorusunu sormuş olduğumuz çalışmamız içinde; doğru bir sanallaştırma çözümü ve ihtiyaç duyduğu çevre birimleri satın alındığı zaman toplam sahip olma ve toplam satın alma bütçelerinde bir masraf kısma çözümü olmadığını söylemiştik.

Doğru yapılan bir sanallaştırma çözümü genellikle bilgi teknolojileri bütçelerini zorlamaktadır.

Sanallaştırma teknolojileri son on yıl içinde büyük oranda gelişim göstermiş ve büyük bilgi işlem kaynaklarına ev sahipliği yapar duruma gelmiştir.

Windows Server 2016 ile birlikte Sanallaştırma platformları içinde çalışan bir sanal makineye (Virtual Machine) 12 TB Bellek ve 240 adet Sanal işlemci (vCPU) atayabilir duruma geldik.

Bu gelişim, Sanallaştırma platformları içinde big data olarak adlandırılan büyük, devasa bilgi işlem kaynaklarına ihtiyaç duyan sunucuları da Sunucu Sanallaştırma (Server Virtualization)  platformları içinde çalıştırmasını sağladı.

Bundan on sene önce, sanallaştırma platformları içinde çalışan bir sanal makine (Virtual Machine); sadece bir, iki ve dört adet sanal işlemci ve sınırlı boyutta sanal bellek ataması yapabildiğimizi düşünürsek sanallaştırmanın günümüzde özellikle Sunucu Sanallaştırma (Server Virtualization) gelmiş olduğu konumu ve sanallaştırma platformları üzerine yapılan yatırımları ve gelişimlerin ne boyutta olduğunu anlayabilirsiniz.

Bulut Bilgi İşlem temelini oluşturan Sanal Sunucu (Virtual Machine) üzerinde artık birçok iş kritik sunucu çalışmakta ve kullanılmaktadır. Eskiden olduğu gibi sınırlı bilgi işlem kaynağı ve sınırlı işletim sistemleri çalışmamakta, günümüz dünyasının ihtiyaç duyduğu birçok uygulama ve servis, sanallaştırma platformları içinde hizmet edebilmektedir.

Eskiden olduğu gibi deneme ortamları eğitim ortamlarının ötesinde bir çalışma alanı bulunmaktadır. Bunun anlamı, iş kritik olarak adlandırılan sunucular, Sunucu Sanallaştırma (Server Virtualization)  platformları içinde çalışabilmekte ve bu iş kritik sunucularının devamlılığı içinde ek çevre birimleri, ek yazılımlara ve güvenlik çözümlerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Sanallaştırma, özünde bir bilgi işlem kaynağının birden fazla mantıksal kaynağa parçalanması olarak yola çıksa bile artık iş kritik sunucuları da barındıran bir çözümdür. Bu sebepten sanal platformların küme mimarisinde çalıştırmamak büyük bir riski satın almak anlamına gelmektedir.

Sanallaştırma platformu içinde çalışan sanal sunucuları (Virtual Machine) küme mimarisinde çalıştırmak zorunlu olmuştur. Birden fazla bilgi işlem kaynağının, hizmet kesintisi oluştuğu zaman en hızlı şekilde devamlılığı sağlamak için yapılan ek yatırımları da beraberinde getirmiştir.

İhtiyaç duyulan bu ek bilgi işlem kaynakları Toplam satın alma bütçelerine etki etmektedir. Sanallaştırma platformları üzerinde çalışan iş kritik sunucular sonrasında, sanallaştırma platformlarının da artık iş kritik sunucular durumuna gelmesine neden olmuştur.

Bu gelişim, Sanallaştırma platformlarının ihtiyacı olan sürekli izlenen, yedeklenen, optimize edilen proaktif sistemler olmasını zorunlu kılmıştır.

Windows Server 2016 ile birlikte sanallaştırma platformları üzerinde bulunan güvenlik zafiyetleri ek güvenlik yatırımlarının yapılmasına neden olmuş ve toplam satın olma maliyetlerine bire-bir etki etmiştir.

Sanallaştırma ile birlikte satın almanın haricinde sahip olma maliyetleri de artış göstermiş sanallaştırma çevre birimleri için ihtiyaç duyulan ek yazılım, donanım, proje danışmanlık bedelleri, yetkin personel maliyetleri, bakım maliyetleri toplam sahip olma maliyetlerine de etki etmiştir.

Büyük resme bakıldığı zaman, doğru bir sanallaştırma çözümlerinin şirket bütçeleri için bir tasarruf etme çözümü olmadığı görülmekte toplam satın alma ve toplam sahip olma maliyetlerinde bir masraf kısma çözümü olmadığı görülmektedir.