Günümüzde, Son derece uygun sistemler doğru tasarımlar sonrasında sıfır saniye kesinti sürelerine sahip olmalıdır.

Bu sürelere sahip olabilmek, iş sürekliliğinden beklentimiz, uygulama ve hizmet sunucularımızın sahip olduğu mimari, planlı ve plansız kesintiler için ayırmış olduğumuz bütçeler ile doğru orantılıdır.

Her proje de olduğu gibi, BCDR projeleri de eş kenar üçgen kuralına bağlıdır.

Üçken in kenarlarına, proje kalitesi, proje kapsamı ve proje süresi etki etmektedir.

İş süreklilik planları, öncelikle Yerel veri merkezi içine de sağlıklı yedek alma çözümleri ve sonrasında yatay büyüme işlemleriyle başlamalıdır.

Etki alanı sunucularımızı tek bir tane tasarlayabilir, eşitleme mimarisi olmadan çalıştırabiliriz.

Etki alanı sunucuları fiziksel sunucuda çalışabilir ya da sanallaştırma ortamlarında Virtual Domain Controller olarak hizmet edebilir.

Tek bir sunucu ve eşitleme partneri olmadığı zaman sahip olduğumuz üçgenin uzunlukları değişmekte ve maliyet tarafında tasarruf yakalarken kabul edilemeyecek riskleri de satın almaktayız.

Satın almış olduğumuz riski azaltacak birçok çözüm bulunmaktadır ama bunların hiçbir tanesi riski ortadan kaldırmayacaktır.

Etki alanı sunucuları üzerinde yerel yedekleme araçları ile yedek alabilir ve problem durumunda sıfır kesinti sürelerinin çok-çok üzerinde geri dönüşlere sahip olabiliriz.

Bu geri dönüş sürelerini belirleyecek olan en temel faktör yaşamış olduğumuz zafiyet türüdür.

Yerel yedekleme araçları ile geri dönüş senaryolarına hazırlıklı olduğumuz gibi Azure Backup ile bulut tabanlı yedeklemeye de sahip olabiliriz.

Veri merkezi içinde yedekleme yazılımı ve veri depolama havuzu satın almadan kullandıkça öde yöntemiyle bu hizmeti kiralayabiliriz.

Eşitleme partneri olmayan etki alanı sunucuları için bulut tabanlı yedekleme çözümleri ve hatta etki alanı sunucuları için önerilmese bile Azure Site Recovery gibi disaster çözümleri de kullanılmaktadır.

Fakat, bu türden bir felaket senaryoları için altın kuralımız bulunmakta.

Bu tür senaryolarda, sahip olduğumuz etki alanı sunucumuzun eşitleme partnerinin olmaması gerekmektedir.

Yatay büyüme işlemi yapılmamış olması gerekmektedir.

Etki alanı içinde bulunan sunucusunun tek bir tane olması gerekmektedir.

Fakat, bu türden yapılan bir tasarım da satın alacak olduğumuz büyük risklerde bulunmaktadır.

Benzer çözümleri tek sunuculu, eşitleme sunucusu olmayan File server ve SQL Server içinde yapabilmekteyiz.

Tek düğümde çalışan, eşitleme partneri olmayan sistemlerde risk fazla olduğu gibi geri dönüş eylemleri de daha azdır.

Bütçeden tasarruf sağlarken risk satın alıyoruz, almış olduğumuz riski azaltırken yatırımlar yapıyoruz.

Yerel ve bulut yedekleme çözümlerinde sunucu bazlı zafiyetler çok stres yaşatmadan geri dönüşler kolay bir şekilde yapılmakta ve başarılı da olmaktadır.

Fakat ikinci bir altın kuralımız daha bulunmakta.

Her bir sunucu, küme ya da eşitleme partneri olmadan çalışsa bile ortak amaca hizmet eden mimariler de Azure Site Recovery ve benzeri çözümler kullanılamayacaktır.

Bütün sunucuları tekbir sunucu gibi tasarımlar gerçekleştirmek, bağımlılıklarını analiz etmek ve sonrasında Felaket senaryolarını yapmalıyız.